yeni hayatım

 uzun zamandır dinlemediğim müzikleri dinlemeye başladım meğer ben geçmişten ne kadar şikayet etsem de geçmişi çok seviyormuşum. ve bunu anlamamı sağlayan tüm şarkılara teşekkür ederim. müzik ruhun gıdasıdır sözü dünya üzerinde söylenmiş en doğru söz olabilir. 

Blog yazmaya çok sevmiştim. Sonra aramıza hayat girdi. Yine iteleye iteleye kelimeleri toparlayıp bir iki şey yazdım iyi ki yazmışım. Bu sayfa iyi ki var olmuş. Günlük tutmaya 2012 yılında başladım zaman zaman dönüp okuduğumda ne kadar doğru bir karar verdiğimi fark ediyorum. Bu sayfada benim dijital günlüğüm oldu. Bazen iç dökmelerimi paylaştığım bazense kitap,film,dizi önerileri yaptığım yani benim dünyamı yansıtan beni ben yapan şeyleri aktardığım bir platform oldu. 



beni ben yapan şeylerin elimden kayıp gitmesine izin  verdiğim için kendime çok kızıyorum. 

kendimi tanımaya çok uzun zaman önce başladım ve bu tanışmanın hiç bitmeyeceğinden haberim bile yoktu o zamanlar. aslına bakılırsa ben kendimi çok geç tanımaya başladım. hayatta hep kendimden önce başkalarının düşüncelerine önem verdim. kendimi kimi zaman ikinci kimi zaman üçüncü plana attım. şu an geçmişe dönüp baktığımda hatalarımın ne kadar güzel olduğunu görüyorum. evet, güzel hatalarım var ve o hatalar bugün beni olduğum yere getirdi. yaşarken çok zordu ama iyi ki yaşanmış dediğim hatalar. geçmişi konuşmanın bir şey değiştirmeyeceğini biliyorum. şimdiki zamana gelirsek eğer mutlu muyum? mutsuz muyum? bilmiyorum.  kendime yaptığım en büyük zararı söyleyeceğim şimdi size. kıyaslamak. Ecem herkesin yolu farklı herkesin yokuşları farklı diye kendi kendime söyledikçe kendimi daha huzursuz hissediyorum. her ne kadar güneşli günlerin yaklaştığını bilsem de kurtulamadığım kuruntularım var. ve bu durumun en büyük kaynağı kendimi tanımamam kendimi bilemem. ben bilsem bile bunu insanlara aktaramam. sahi ben kimim? kafamda dönüp dolaşan binlerce soru işaretli cümle var. bunları kim cevaplayacak. ben mi? eğer ben cevaplayacaksam o sorularla nasıl yüzleşeceğim. korkuyorum yaşamaktan korkuyorum. of ne kadar iç karartıcı oldu bu konuşma. ama gerçekten insanı kendini anlatması kendini tanımlaması dünyadaki en zor şey olabilir. 

hayatın anlamının küçük anlar olduğunu ne zaman fark ettiniz? hayatı öyle büyük yerlerde büyük düşlerde aramaya gerek yok. hele mutluluğu.... en son ne zaman içten bir şekilde güldünüz daha da önemlisi en son ne zaman birinin gülmesine sebep oldunuz. son zamanlarda çoğumuz kendimize odaklanmış durumdayız. evet bu çok güzel bir şey insanın önce kendisini bilmesi kendisini sevmesi gerek. 


küçük anlar 

hayat dediğimiz koca bir derya ama hayatı anlamlı kılanın küçük anlar olduğunu ne zaman fark ettiniz? ya da daha önce hiç bunu düşünmüş müydünüz?
hepimiz büyük hayallerin altında eziliyoruz büzülüyoruz. bu ezilmenin altında hayatın asıl tadını kaçırıyoruz. kendimizi yaşamaya o kadar çok kaptırmışız ki hayatımızın ellerimizden kayıp gittiğini anlamıyoruz bile. hepimiz mutlu olmaya odaklanmış robotlarız. bozuk robotlar.

ayrı yollardan yürüyüp aynı yollarda kesişen hayatlar bizlere küçük anların kıymetini hatırlatıyor. 
yeni bir hayat bu şimdi yaşadığım. kalbimde yaşamayı umduğum tüm güzellikler yavaş yavaş bana gülümsüyor. Hoşgeldin yeni hayatım.


Yorumlar

Popüler Yayınlar