eskilerden.

bir film : before sunrise
bir şarkı: iyi ve güzel kadınlar hep ağlar




Bir şarkının nakaratında kaybolmak,bir şiirin mısrasında dolaşmak nedir hiç bilir misiniz?Gözlerinizi kapatığınızda karşınızda duran serin mavi sular sizi çağırıyor değil mi?Issız bir ormanda çıkan tek sesin sizin kalp atışlarınız olduğunu duymak birazcık ürketici gelebilir.Ama biz buna yalnızlık diyoruz.Şu zamanlarda genel olarak bir yanılgı var insanlar kendilerini hep yalnız hissediyorlar.21.YY.da bir metropolde insan nasıl yalnız olabilir?Dışarıda 20milyon insanın dolaştığı,teknolojinin bu denli geliştiği bir çağda yalnız kalmak...Çok saçma gibi görünebilir.İşin aslı şu ki yalnızlık çevrenizde insanların olmaması değil,yalnızlık kendinizi anlayamadığınız,tanıyamadığınız zamana denir.Yani demek istediğim bir sabah kalktığında aynada gördüğünün bir yabancı olması,kulaklığından çıkan müziğin defalarca kendini tekrar etmesi,içtiğin kahvenin kokusunun sessizlik içinde kaybolması.Etrafınızda insanlar var kah onlarla gülüyor,kah onlarla ağlıyorsunuz?Ama içiniz asıl kendiniz.Kafanızın içinde yarattığınız sizle gerçek siz arasında farklar gittikçe büyüyorsa işler hiçte iyi gidiyor sayılmaz.İlk önce yalnızlığı seversin.Sessizlik sana gerçek kendini bulmanda yardımcı olur.Zaman geçtikçe kaybolan deniz dalgaları gibi sende susarsın.Kendine susarsın.Anlamdıramazsın bu sessizliği.Neden sorusunun altında ezilirsin?Ağlarsın,kızarsın,öfkelisindir etrafındakilere.Zannedersin ki onlar seni sürüklüyor uçurumun kenarından.Eğer hala içinde kendinden bir parça kalmışşsa zaten sen bulursun yolunu.Uçurum falan dinlemezsin kalbin sana yolu gösterir.Bazen kalbinle mantığın arasında kalsanda tek gerçeğin sen olduğunu yalnızlık diye bir şey olmadığını anlarsın.İşte o zaman yola devam edersin yani sonsuzluğun başlangıcına... TO BE CONTINUED

Yorumlar

Popüler Yayınlar