BU YAZI ECEME YAZILMIŞTIR.
Mart 2017 hayatımın en büyük dönüm noktasıydı diyebilirim.Hayallerim yıkılmıştı ve bu yıkımın sebebi sadece bendim,başkası değil.2013 yılından beri defter tutuyorum(günlük demiyorum çünkü her gün yazmayı geç yeri geliyor günlerce yazmıyorum)Bu defterleri geçen gün karıştırdım,eski sayfalardaki daha genç! Ecemi hatırladım.Ne çok hayalin peşini bırakmış,ne çok farklı yönlere sapmışım,ne çok arkadaş eskitmiş ne çok insan tanımışım,keşkelerim,gözyaşlarım,sevinç çığlıklarım karışmış sayfalara.Bu blogun asıl amacı seneler sonra daha yaşlı Ecem gözünden daha genci eleştirmek.
Bazen çok mutluyum bazense çok mutsuz.Niye böyle bilmiyorum.Hep bir sorgulama.Her zaman soru işaretleri dönüp dolaşıyor kafamın içinde.Farkettim ki bu sorgulama beni daha çok mutsuz ediyor.Ben soru işaretlerinin kilitlerini çözemiyorum.Oraya kitleniyorum.
Bugünü değil ,dünü,yarını yaşıyorum.Onları tüketiyorum.Hayatıma anlam bulmaya çalışıyorum,bu arayış içerisinde hayatımı daha anlamsız hale getiriyorum.Kabullenmem gereken şeyi yavaş yavaş anlıyorum :“HAYAT,UYURKEN KURDUĞUN DÜŞLERDEN İBARET DEĞİL.HAYAT,DÜŞLERİNİ HAVAYA BIRAKTIĞIN AN ...”
***
kulaklığında kiss the rain
“ yerlerde turuncu yapraklar
kulaklığında piyano sesi.
dışarı çık
hızlı yürü
yavaş düşün
fark etmeye başla
soru işaretleri çözülmeye başladı
olduğun kişiyi düşün
olmak istediğini
elindekini düşün
elinde olmayanı düşün
elinde olanla ne yapabileceğini düşün
yanındakileri düşün
yanında olmayanları
yitirdiklerini düşün
hayallerini düşün
ne kadar kolay vazgeçtiğini düşün
kendine söylediğin yalanları düşün
dur
etrafındakileri düşündün mü diye düşün
eve dön
aynadaki sene bak
sen,sen misin diye düşün
şimdiyi düşlerini havaya bırakmayı düşün
çünkü hayat bu ...”
Yorumlar